Dolar 32,3777
Euro 35,0535
Altın 2.326,80
BİST 9.091,57
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Zonguldak 20°C
Az Bulutlu
Zonguldak
20°C
Az Bulutlu
Cts 22°C
Paz 23°C
Pts 25°C
Sal 16°C

KARADENİZ’İN “SÜPÜRTÜ” SABIKASI!

KARADENİZ’İN “SÜPÜRTÜ” SABIKASI!
7 Kasım 2020 22:01 | Son Güncellenme: 7 Kasım 2020 22:39
786
A+
A-

Timuçin Özat Tarafından Derlenen Bilgilere Şimdiden Teşekkür Ederiz.

Japonya’da “liman dalgası” anlamına gelen tsunami, Türkçe, süpürtü olarak ifade edilse de pek kullanılmaz. Hatta, süpürtüyü çoğumuz ilk kez duymuş olabilir…

 

KARADENİZ’İN “SÜPÜRTÜ” SABIKASI!

 

Öncelikle yazı dizemizin birinci bölümünde çok sayıda bilimsel kaynaktan derlediğimiz verileri, özet şeklinde haberleştirdik.

Konuyla ilgili araştırmalar yapan ve daha önce de depremler ve tsunamiler hakkında yazıları bulunan Timuçin Özat tarafından 4 dizi şeklide hazırlanan yazı dizimizin birinci bölümünde, Karadeniz’i geçmişte yaşanan deniz depremleri ve tsunamileri ile değerlendirerek, gelecekteki olası deprem ve süpürtüleri konu edindik.

 

“Yeraltından Notlar” isimli deprem topluluk sayfası olan facebook sayfasında da konuyla ilgili bilgileri derleyerek, haritalı şekilde özet paylaşımlar yapan Özat, aynı zamanda Anadolu Üniversitesi Coğrafi Bilgi Sistemleri öğrencisidir.

Tarihsel çalışmalar, 8300 km’den fazla kıyı şeridine sahip ülkemizde son 3000 yıl içinde 90’dan fazla tsunami meydana geldiğini göstermektedir. Depremler tarafından tetiklenen toprak kaymaları da tsunamilere yol açabilmektedir.

 

22 TSUNAMİ…

 

Son 3 bin yıl içerisinde, Karadeniz’de 22 tsunami yaşandığı tespit edilmiştir. Bu tsunamilerden, en bilinen 3 tanesi Karadeniz Bölgesi kıyılarında, diğerleri de, Kırım yarımadası – Ukrayna, Gürcistan, Bulgaristan, Rusya kıyılarında etkili olmuştur.

 

Elbette ki, üç tarafı denizlerle çevrili ülkemiz kıyılarındaki deprem sonucu tetiklenen tsunamiler, Japonya, Endonezya, Filipinler, Şili, Alaska, Papua Yeni Gine, Yeni Zelanda gibi okyanus kıyılarındaki veya ada devletlerindeki kadar olmasa da hasarlara, yaralanmalara hatta can kayıplarına yol açabiliyor.

21 Temmuz 2017 6,6 büyüklüğündeki Kos-Bodrum ve AFAD: 6,6, Kandilli: 6,9 Seferihisar depremlerinin ardından bunu gördük. Bodrum’da 30-40 santime ulaşan dalgalar kıyıdan 100 metre civarına kadar içeri istila etmişti. Seferihisar’da 60 yer yer 1 metreye ulaşan dalgalar, düz alanlarda dalgaların yüzlerce metre (Bazı yerlerde 1300 metre) içeriye girmiş, Türkiye’de, Cumhuriyet tarihinde resmi kayıtlara göre ilk defa bir kişi tsunami sebebiyle boğularak yaşamını yitirmişti. (90 yaşında bir ninemiz)

 

Ülkemizin tüm denizleri tsunamiye gebedir. Karadeniz’de de, geçmişte olduğu gibi gelecekte deprem ve tsunamiler etkili olacaktır. Bu bilimsel bir gerçektir.

 

SİNOP-SAMSUN TSUNAMİSİ…

 

Karadeniz kıyılarında Osmanlı döneminde en bilinen tsunami 1598 yılında yaşanmıştır. Amasya’da oluşan şiddetli deprem, Karadeniz’de tsunamiyi tetiklemiş, Sinop-Samsun arasında can kayıplarına yol açan dalgaların kıyıyı istila ettiğini rapor edilmiştir.

Depremin merkezi iç kesimde olmasına rağmen dalgalar oluşturmasına neden olarak, sarsıntının çok şiddetli olmasının deniz içinde heyelanlara sebep olması gösteriliyor.

 

FATSA-GİRESUN TSUNAMİSİ…

 

Cumhuriyet Döneminde, 26 Aralık 1939 gece yarısı Erzincan merkezli 7.9 büyüklüğündeki ülkemizin aletsel dönemde kaydedilen en büyük deprem, yüzlerce kilometre uzakta olmasına rağmen Karadeniz’de heyelana yol açarak, Fatsa, Ünye ve Giresun’da, tsunaminin habercisi 20-50-100 metre seviyelerinde deniz çekilmelerin ardından, 1-3 metre arasındaki dalgalar, Karadeniz’in kuzey kıyılarında Sovyetler Birliği’ne ait deniz seviyesi ölçüm cihazları tarafından kaydedilmiştir.

 

Dalgaların, kıyıdan 50 ila 100 metre kadar içeriyi istila ettiği gözlemlenmiştir.

 

Bu arada, onlarca il ve ilçeyi etkileyen, yüzlerce köyü haritadan silen Erzincan depreminde resmi kayıtlara göre, 35 bin dolayında can kaybı olduğu, ancak bilançonun 40 binin üzerinde olduğu çeşitli arşiv, rapor ve haberlerde yer alıyor.

 

AMASRA TSUNAMİSİ…

 

Denizden yüzlerce kilometre uzaklıkta olan depremlerin Karadeniz’de heyelanları tetikleyerek, kıyılarda minimal tsunamiye neden olduğu görülüyor. Ancak, 03 Eylül 1968 sabahı Amasra kasabasında, bu defa denizde olan depremin merkezi, birkaç dalga halinde kıyıyı basan dalgaları oluşturmuştur.

 

Bartın o dönem Zonguldak’ın ilçesiydi. Amasra’da küçük bir kasabaydı. Bartın-Amasra’da, yaşanan 6,5 bazı Kayılara göre de 6,6 büyüklüğündeki depremin, kıyıdan yaklaşık 10 kilometre açıkta geliştiği tespit edilmiştir. Yıkım sebebiyle 29 can kaybına sebep olan şiddetli sarsıntıdan 15 dakika sonra kıyıya ulaşan 3 metrelik dalganın, 50-100 metre kadar içeriye girdiği gözlemlendi. 15 dakika daha sonra yine 3 metre civarındaki dalganın tekrar vurduğu belirtilmiştir. Yerel mini tsunami Karadeniz’de yaşanan son süpürtü olmuştur.

 

Bir sonraki deprem ve tsunaminin ne zaman olacağı bilinmese de bazı uzmanlar, Karadeniz’de 6,6 büyüklüğüne kadar deprem potansiyeli olduğunu vurguluyor.

 

1996 ve 2011 yıllarında güncellenen kırık (fay) hattı haritalarında, Karadeniz’de bir fay segmenti bile yer almıyor. Marmara Denizi’nin dünyada uluslararası alanda en çok araştırılan iç deniz olmasına rağmen Karadeniz’de, aktif fay çalışması yapılmamıştır. Ancak, doğalgaz aramaları neticesinde yapılan sismik çalışmalarda Karadeniz’in bazı kesimlerinde kıyıya paralel uzanımlı olduğu düşünülen kırıkların tespit edildiği ifade edilmiştir.

 

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Bektaş, kıyıya paralel ters bir faylanma olabileceğini basın açıklamalarında belirtmiş ve denizde olacak depremin deniz heyelanını oluşturarak, bazı kıyı kesimlerinde küçük su baskınlarına neden olabileceğini açıklamıştı.

 

Prof. Dr. Bektaş: “Karadeniz’de hafif ender olarak ta orta büyüklükte depremler oluyor. 2013 ve 2016 yıllarında oldu. Karadeniz’de bu zamana kadar yapılmış geniş kapsamlı her hangi bir araştırma bulunmuyor, bu da Karadeniz ile ilgili tahminlerin yapılmasının önünü tıkıyor. Bölge incelenip deprem tehlike haritasına işlenmeli, çünkü büyük depremlerin işaretleri var” dedi.

 

15 Ekim 2016’da Karadeniz Ereğli’nin yaklaşık 120 kilometre kuzeybatısında 5,o büyüklüğünde orta büyüklükteki sarsıntı, Karadeniz depremlerini gündeme getirmişti. Birçok uzman daha büyük ihtimalini zayıf görse de bazı uzmanlarda 6,6 büyüklüğüne kadar olabileceğini aktarmıştı. Fakat, Karadeniz, yeterince araştırılmadığı için bu konuda, istatistiksel veriler dışında pek irdeleme yapılamıyor. İstatistiklerde, Karadeniz’in tsunami sabıkasının biraz kabarık olduğunu gösteriyor.

 

1968 Amasra depremine kadar da, o kesimde büyük bir deprem olabileceği bilinmiyordu. Depremin ardından yıllar sonra Bartın birinci derecede deprem bölgesinde gösterilmişti. Ancak, 2018 yılında güncellenen Türkiye Deprem Tehlike haritasında bazı kesimlerde risk azaldı, bazılarında da arttı. Derecelendirmelerin kaldırıldığı haritada, Bartın, eskisine nazaran daha az riskli gösteriliyor. Eskisi gibi derecelendirme olmasa da kıyaslarsak, ilin birinci dereceden ikinci derece riske düşürüldüğünü ifade edebiliriz. Bu da, riskin azalmış olmasına rağmen tehlikenin devam ettiği anlamına geliyor.

 

KIRIM TSUNAMİSİ…

 

1650 yılında, Ukrayna – Kırım açıklarında Karadeniz’de olan ve günümüzde 7,5 büyüklüğünde olduğu hesaplanan deprem sonrası Sivastopol sahillerinde çok büyük bir tsunami görüldüğü kataloglarda yer almaktadır.

 

Karadeniz’de deprem periyotlarının, diğer denizlere göre çok uzun olduğu ve süpürtüye yol açtığı görülüyor.

 

FIRTINA DALGALARI İLE DEPREM DALGALARININ FARKI…

 

Şunu da belirtelim; ‘Ne olmuş canım, Lodoslu, Poyrazlı havalarda bile 3-4 metrelik dalgalar oluyor’ diyenler olabilir. Fırtınalı havalarda oluşan 3 metrelik dalgalarla, deprem sonucu olan 3 metrelik dalgalar boyutları aynı olsa da etkileri çok farklıdır. Fırtına dalgaları 2-3 metreye kadar yüzeysel olup kıyıya vurunca kırılır. Kasırgalar dışında fazla ilerleyemez. Tsunami ise, dip destekli dalgalar olduğu için kıyıya vurduktan sonra kırılsa bile ilerlemeye devam ederek, onlarca bazen yüzlerce metre içeriye kadar devam edebilmektedir. Son olan Sisam – Seferihisar depreminde, dalgaların bazı yerlerde 1 kilometreden fazla içeriye ulaştığı görülmüştür.

 

Tsunamilerin en belirgin özelliği de vurmadan önce denizin çekilmesidir. Bu sebeple özellikle sarsıntı hissedildiğinde kıyıdan uzaklaşılmalı, denizin çekilmesi izlenmemeli, kayıt altına alınmaya çalışılmamalıdır.

 

Tsunami dalgaları fırtına dalgalarına göre, çok daha hızlı hareket ediyor. Kıyıdan uzaklaşmak ya da yükseğe çıkmak için fazla vaktimiz olmayabilir. Yaşadığınız bölgeyle alakalı deprem ve tsunami tehlikesi konusunda bilgi edinmenizi öneririz.

 

Deprem Dairesi Başkanlığı – AFAD, Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü ve Tsunami İzleme Merkezi, Maden Tetkik ve Arama (MTA) Genel Müdürlüğü olmak üzere, çeşitli üniversiteler, belediyeler, kaymakamlıklar ve valiliklerin sitelerinden de alınması gereken önlemler ve afetler esnasında davranış modelleri konularında bilgiler edinebilirsiniz.

 

Depremin yıkamayacağı tek şey BİLİNÇTİR!

 

Kaynaklar:

 

Boğaziçi üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü (KRDAE) – Bölgesel Deprem-Tsunami İzleme ve Değerlendirme Merkezi (BDTİM)

Deprem Dairesi Başkanlığı – AFAD

F. Dotsenko and A. V. Ingerov; Physical Oceanography, Vol. 17, No. 1, 2007

ODTÜ Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Ayşe Ergin ile Gazi Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nden Doç.Dr.Can E.Balas (2005)

Altınok ve S. Ersoy; Natural Hazards 21: 185–205, 2000

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Bektaş (2016).

Yerli ve uluslararası Tarihsel Dönem (1900 öncesi), Aletsel Dönem (1900 sonrası) deprem ve tsunami istatistikleri…

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.